19 Haziran 2014 Perşembe

The Hygienic Gym ile sağlıklı ve hijyenik spor

Hepimiz hayatın koşuşturmasına kapılıp kendimizi unutuyoruz zaman zaman. Düzensiz yemek saatleri, masa başında oturup iş yapmak zorunda kalmak, fast food beslenme tarzı gibi etkenlerle kilo almaya ve sağlıksızlaşma başlıyoruz.

En iyi çözüm parayı bastırıp bir spor salonuna başlamak, düzenli ya da düzensiz bir şekilde kapalı bir alanda yüzlerce insanla birlikte spor yapmaya başlıyoruz.

Tek amacımız zayıflamak, form tutmak ya da sağlıklı olmak?

Peki spor salonları ne derece sağlıklı? Bunu hiç düşündünüz mü?

Yüzlerce insanın ter dökerek dokunduğu spor aletleri, vücut sıvılarının aktığı duşlar ve dahası…

ABD’de yapılan ve sonuçları Clinical Journal of Sports Medicine’da yayınlanan araştırmaya göre özellikle egzersiz, ağırlık aletleri, aerobikte kullanılan veya diğer aletlerin elle tutulan bölümlerinin üzerinde birikmiş olan insan teri tehlike saçıyor. Nezle, grip, Hepatit A, uçuk, lejyoner ve mantar hijyenden sınıfta kalan spor salonlarının yol açtığı hastalıklardan bazıları olduğunu biliyor muydunuz?

İngiltere’de Fitness Center ve Gym kullanan 2000 kişi üzerinde yapılan bir araştırmanın sonuçları ise çok daha çarpıcı.

Yüzde 74: Islak ve ter bulaşmış nemli spor ekipmanları silmeyenler.
Yüzde 49: Kendilerine ait olmayan su şişelerini ve havluları kullananlar.
Yüzde 18: Hasta olmalarına, öksürmelerine ve hapşırmalarına rağmen gym’e gitmeye devam edenler.
Yüzde 16: Spor sonrası gym giysilerini yıkamayanlar.
Yüzde 22: Hijyenik olmadığı için spor salonuna gitmeyi bırakanlar.

İşte olayın bu tarafından baktığınızda görüyorsunuz ki sağlıklı olmak isterken hastalık kapma riskiniz çok yüksek.



İşte tam da bu yüzden dünya devi Sealed Air’in iş birimi Diversey Consulting, sağlıklı ve hijyenik spor için The Hygienic Gym Programı’nı hayata geçirdi. Program kapsamında öncelikle, spor merkezinde, uluslararası hijyen standartlarına göre detaylı bir risk analizi yapılıyor ve tesisin tüm ihtiyaçları ile iyileştirmesi gereken noktalar belirleniyor. Bu risk analizi sonucunda işletmeye özel bir sistem kuruluyor ve çalışan personele kritik noktaların günlük kontrolü, anlık nasıl aksiyon alınması gerektiğine dair eğitimler veriliyor. İşletmenin kurulan bu sistemi günlük olarak kendi kendine yönetmesi sağlanıyor. Kurulan bu sistem sonrası, Diversey Consulting Baş Denetçileri tesisi her ay habersiz olarak gözlemliyor ve sistemin etkin bir şekilde işletilip işletilmediği denetliyor. Bu denetlemeler esnasında, havuz suyu analizleri, hava analizleri, ekipman ve alet hijyeni analizleri, lejyonella analizleri ve çalışan personel kişisel hijyeni analizleri de yapılarak sistemin kusursuz ve sürdürülebilir bir şekilde çalışması sağlanıyor. Aylık denetimlerde kurulan sistemin performansı ve analiz sonuçları neticesinde sistemin toplam başarı puanı ortaya çıkıyor. Üst üste 3 defa minimum yüzde 80 başarı performansı gösteren işletme sürdürülebilir başarı yakaladığı için The Hygienic Gym Sertifikası almaya hak kazanıyor. Ancak işletmenin performansı sertifika aldıktan sonra düşerse, işletmenin sertifikası askıya alınıyor.



Bazı markalar boşuna dünya devi olmuyor. bu çalışma yüzünden Sealed Air’in iş birimi Diversey Consulting ekibini ayakta alkışlıyorum.


Tüm spor salonlarında bu sertifikayı görmek istiyorum. Kimse kusura bakmasın ama üzerine para vererek hasta olmak istemiyorum.

3 Haziran 2014 Salı

Tinder Çılgınlığı

İşte son zamanların yeni çılgınlığı.

Esra Erol’un mobil aplikasyonda vuku bulmuş hali.

İlişki yaşamak, yeni insanlarla tanışma ve hatta evlenmek isteyen herkesin favori aplikasyonu.

Çevremde bulunan bekar arkadaşlarım sağ olsunlar, bu olaydan bahsederek beni şaşırttılar.

Kullanımı son derece kolay olan bu aplikasyonda kaç kilometre yakınında yakışıklı/güzel ve yeni ilişkilere açık insanlar arıyorsan buluyorsun.

Ama unutmamak lazım arayan belasını da bulur…

Bizim zamanımızda demek istemem ama bizim zamanımızda diyeceğim.

Ben küçükken anneannem arkadaşımın doğum gününe gitmek istediğimde “Kızım dikkat et, kolana ilaç katarlar” diyerek çevremdeki tüm erkekleri Nuri Alço ile eşit tutardı.

Annem zaten kolay kolay izin vermezdi öyle arkadaşlarımızın evlerine gitmemize.

Düşünün biz böyle ortamlarda büyüdük.

Şimdi ise telefondan like ediyorsun beğendiğin insanı, o da seni beğenip like ediyor ve mesajlaşmaya başlıyorsunuz. Paşa gönlünüz buluşmak isterse buluşuyorsunuz.

Kimse de korkmuyor adam hırlı mı hırsız mı tecavüzcü mü katil mi?

Offf bir an tüylerim diken diken oldu.

Kendimi anneannem gibi hissettim.

Ama bu dünya ve gidişat beni korkutmaya başladı.

Biraz fazla teknolojik olmaya başlamadık mı?


Ne dersiniz?